30 Ocak 2023 Pazartesi

Mersin 100. Yıl Tabiat Parkı

 100. Yıl tabiat parkı Mersin'in Davultepe semtinde bulunan güzel bir parktır. Denize sıfır konumuyla dikkat çeker. Piknik yapılabilecek güzel bir mesire yeridir. İçerisinde kızılçam ağaçları bulunur. Her mevsim gidilebilecek bir yerdir. Şehrin içinde lejantta ağaçlık olarak kalmış ender bir alan olarak dikkat çeker. Her ne kadar piknik alanı salaşlığı görünümü hakim olsa da natürel kalmayı başarmıştır. Giriş ücretli olup park içerisinde lavabo, tuvalet ve market bulunur. 

Buraya ilk olarak dün gittim ve gözlemlerimin kısaca bu yönde olduğunu söyleyebilirim. Kurak geçen bir kış mevsiminde neredeyse Ocak ayında 1 mm yağış düşmemişti Mersin'e ama dün akşamüstü bu piknik alanında bulutlar tatlı bir sürpriz yaptı. Her ne kadar bardaktan boşalırcasına yağmur yağmasa da yine de ıslatacak kıvamdaydı.

Bu park, nüfusun geçmişte tenha olduğu bir konumda yer alıyordu ama şehrin batıya doğru büyümesiyle artık şehir içinde kalmış diyebiliriz. Mezitli'nin kuzeyinde yükselen binalar kumsalı olan bu güzel parktan rahatça görülebiliyor. 30 katlı Marvista da bunlardan birisi. Bu yüksek binalar bu parkın doğallığını gölgeliyor mu tartışılır ama bana göre park sınırları dışında cereyan eden bayındırlık faaliyetleri şehirsel normlara aykırı değil. Amaç
şehirsel büyümede mevcut yeşil alanların korunup üstüne ilave yeşil alanlar ile şehri daha da güzelleştirmek olmalı.

28 Ocak 2023 Cumartesi

Tavuk yemek neden yadırganır?

Tavuk eti sağlığa oldukça faydalı olmasına rağmen kimi çevrelerce zaman zaman kamu oyunda karalanmakta, tavuk hakkında aslı astarı olmayan dedikodular çıkartılmaktadır. Bazen civcivlerin antibiyotiklerle çok hızlı bir şekilde tavuk haline getirildiklerine, bazen de tavukların hijyenik olmayan şartlarda beslendiklerine değinilir. Maalesef doğruluğunu tam araştırmadan ortaya atılan her iddiayı ciddiye alıp, benimsemek toplumsal huyumuz. Evet, belki her tavuk tam teşekküllü şartlarda yetiştirilmemiş olabilir ama tavukları genelleyip itibarsızlaştırmak doğru olmayan ayıp bir tutumdur. Tüketiciye düşen görev tavukçudan veya marketten aldığı tavuğun son kullanma tarihine dikkat etmesidir. Tavuğun sağlıklı şartlarda tüketiciye sunulması tüketiciden ziyade üretici ve satıcıyı ilgilendirir. Bu konuda sorumlu olanlar onlardır.

Tavuk eti birçok lokantada genel olarak tavuk döner olarak satılır. İyi pişirilmiş tavuk döner hem lezzetli, hem de doyurucudur. Üstelik daha ekonomiktir. Tavuk yemeyi yadırgayan cenah, özellikle tavuk dönere karşı çıkmaktadır. Tavuk döner yiyenlere sakil gözle bakılmaktadır. Tavuk döner yiyenlere tepeden bakanlar, iştahlı bir şekilde hamburger yemekte nedense pek sakınca görmezler. Hamburger yerken pek şikemperverlerdir ama ortamlarda yediklerinin muhteviyatından pek bahsetmezler. 

Tavuk etinin sağlığa zararı sadece çok iyi pişirilmediğinde olur. Yani az pişmiş tavuk eti zehirler. Her gıdanın bir pişme ölçüsü vardır. Örneğin kırmızı ette rare, medium, well done pişme ölçüleri vardır. Tavukta ise iyi pişmesi gıda zehirlenmesi yaşamamak için elzemdir.

Birde son zamanlarda gezen tavuk, organik tavuk, köy tavuğu gibi çeşitlendirmeler çoğaldı. Aslında tüm çeşitlendirmeler aynı kapıya çıkıyor. Elbette köylerde büyüyen ve doğal beslenen tavuklar lezzet açısından daha iyi olur. Eti daha yoğun, kemikleri daha serttir. Tavuğa karşı önyargıları olan kişiler bile organik köy tavuğunu yer ve kendilerince hep köy tavuğu yenmesine dair öğütler verirler ama milyonlarca insana köy tavuğu yetiştirmek olanaksızdır. Bu yüzden endüstriyel tavukçuluğu köylerde gezerek büyüyen tavuklarla mukayese etmek yanlıştır. Tavuk, tavuktur. Tavuk yiyenler neden o cins tavuk yedi, neden döner yedi vb. sorularla yadırganmalı, ötekileştirilmemelidir.

Astroloji Saplantısı

Günümüzde bir astroloji merakı almış başını gidiyor. Eskiden gazetelerin arka sayfalarında küçük kupürler halinde görmeye alışkın olduğumuz ve yalapşap yazıldıkları belli olan yazılar bugünlerde bazı çevreler tarafından detaylandırıldı ve bir hayli ciddiye alınır oldu. Özellikle orta yaşlı kadınlar arasında astroloji bir yaşam stili halini aldı. Yaşantılarını astrolojiye göre şekillendirenler bir hayli çoğaldı. Bu öylesine bir hal aldı ki ''Senin yükselenin ne?'' vb. sorular astroloji ile uzaktan yakından alakası olmayan kişilere bile sorulur oldu. 

Astroloji ile ilgili bu kadar merakın biraz da insanların birbirlerine karşı açık sözlü olmamasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Özellikle gönül ilişkileri konusunda insanların birbirlerine karşı net bir tavır sergilememesi insanları burçlara, gök cisimlerine, gezegenlere yönlendiriyor her nedense. Bu işin uzmanları tarafından göklere bakıp çıkarım yapılıyor. Milyonlarca aynı burca sahip kişi olmasına rağmen aynı burca sahip kişilere çizilen istikamet aynı. Aşk, para, sağlık üçgeninde ısıtılıp ısıtılıp insanların önüne koyulan tatsız bir çorba gibi.

Astroloji merakı olanlar biraz da Astronomi bilimine odaklansalar ufukları daha da açılır kanısındayım. Boğa, Aslan, İkizler, Kova gibi klişeleşmiş tabirlerden kurtulup Nebula, Karadelik, Magnetar, Pulsar gibi gerçekliği olan bilimsel kavramlara aşina olurlar. Belli mi olur belki aralarından astronomi dünyasında çığır açacak kaşifler çıkar. Astroloji meraklılarını bu saplantıdan kurtulup Astronomi camiasına davet ediyorum. 

Yağmur Kuşları


Yağmur kuşları oldukça değişik yaşam alanları olan kuşlardır. Vücut yapıları değişiktir. Sulak alanlarda yaşarlar. Gagaları düz, ince, uzun veya kıvrık olur. Bacak yapıları bakımından çöl iklimine uyum sağlamıştır. Step alanlarda da yaşamaya alışkanlık kazanmışlardır. Hayvansal gıdalar ile beslenirler. Balık avlamak, başkalarının besinlerini çalmak, yumuşakçaların kabuklarını açmak başlıca özellikleridir ve bu metotla beslenirler. Denizle iç içe yaşayan türlerde tuz bezi gelişmiştir. Erkek ve dişi kuluçkaya yatmada ortaklaşa bir tutum sergiler. Sağdan soldan topladıkları taş, midye kabukları gibi malzemelerin üzerine yumurtalarını koyarlar. Kuluçkaya beraber yatarlar. Vahşi doğada oldukça sevecen görüntüleriyle ayırt edilirler. Belirli bir yaşam stilleri vardır. Alışkanlıklarının dışına çıkmazlar. Sanki belirli bir yaşama programlanmış gibidirler. 

Yağmur Kuşları Familyası

Yağmur kuşları oldukça çeşitli türlere ayrılmıştır. Familya oldukça geniştir. Martıgiller, Jakanagiller, Çullukgiller, Sumrugiller, Dalıcımartıgiller, Korsanmartıgiller, Yağmurcungiller, Poyraz kuşugiller, Kılıçgagagiller, Bataklık kırlangıcıgiller bu familyada yer alan belli başlı türlerdir.

Bu türlerden elbette en çok gözümüze aşina tür Martıgiller olarak dikkat çeker. Yani Martılar. Martıları denize kıyısı olan şehirlerde çok görürüz. Cevval ve cesaretli kuşlardır. Pragmatist huylarıyla dikkat çekerler. Kendisine atılan simit parçalarına asla hayır demezler. İnsanlara bu amaçla yaklaşırlar ve kendisine simit atıldığı dakikalar içerisinde sanki cici bir muhabbet kuşu kadar uysal ve evcil bir intiba yaratırlar. Sesleri kulağa çok melodik gelmez. Yemek konusunda seçici değillerdir. Ne bulsa yerler. Kavga ve gürültü hayatlarının vazgeçilmez eylemlerindendir. Larus, Rissa, Pagophila, Xema, Creagus, Rhodostethia gibi cinsleri vardır.

Açıkçası martıları betonlaşmış şehirlerimizin sahillerinde görmek hoşuma gider. Şehrin tüm yapaylığına karşı doğal bir karşı duruş gibidir benim gözümde. 

25 Ocak 2023 Çarşamba

Yatırım Dünyası

Yatırım denince aklımıza altın, gümüş, hisse senedi, döviz, konut gibi kavramlar gelir. Buna son yıllarda kripto para da eklendi ve kısa sürede popüler oldu. Peki yatırım yapanların çoğu hakikaten yatırım mı yapıyor, yoksa kısa sürede servet sahibi mi olmak istiyorlar? Maalesef yatırım yaptığını zannedip kısa sürede zengin olacağı hayaline kapılan insan sayısı bir hayli çoğaldı. Özellikle aşırı yükselen bir hisse senedini tepelerden alıp ani düşüşlerde hayal kırıklığı yaşayanlar oldu. Dedikodu, söylenti ile hareket edenler ya ellerindeki hisseyi satıp zararı kabulleniyorlar, ya da uzun süre bekleyip hissenin aldıkları seviyeye gelmesini bekleyip zaman kaybediyorlar. Kripto ve emtia da benzer bir durum söz konusu.

Peki yatırım nasıl yapılmalı? Yatırım yapmaktaki püf nokta ihtiyacın olmayan, yani biriktirebileceğinin paranın yatırım enstrümanlarına aktarılmasıdır. Eldeki tüm parayı bir anda bir hisseye, emtiaya vb. yatırmak değil de azar azar, kademeli bir şekilde sepet yaparak yatırmak gerekir. Sepet yapmak, yani biraz ondan, biraz bundan almak demek. Tıpkı bir pazar alış verişi gibi. Biraz altın, biraz gümüş, biraz da yerli ve yabancı hisse senetleri veya fonları ile uygun bir portföy oluşturulabilir. Bunlara her ay yapılacak eşit takviyelerle yatırımınız büyür. Birkaç sene içerisinde yatırımınızda hissedilir bir ilerleme kaydedilir. Özellikle enflasyonist ortamda bu tür yatırımlar yapmak, paranızın değerini büyük ölçüde korur.

Döviz ve kripto yatırımını açıkçası pek önermem. Döviz, Türk lirasına göre her ne kadar değer kazanıyor olarak görünse de ait oldukları ülkelerde değeri yıldan yıla azalır. Enflasyon canavarı o ülkelerde de var yani ama bizdekinden biraz daha uysal. Sözün kısası döviz benim gözümde bir yatırım aracı değildir. Çünkü matbaalarda sınırsıza basılabilir. Kripto ise son yıllarda popüler oldu ve piyasası hızlı büyüdü. Bana pek güvenli gelmiyor. Birçok çeşit kripto para türedi. Ne işe yaradıkları halen muamma. Gelecekte artık bu paralar kullanılacak dendi ama bana açıkçası düzmece geliyor bu söylemler. Aracı kurumlara da güvenmiyorum. Kripto paraların hızlı yükselip düşmesi ise güvenilir olmadığını iyice pekiştiriyor. Spekülasyona müsait bir piyasa. Denetimsizlik de cabası.

Son olarak konuta değineyim. Konut yatırımı ezelden beri en iyi yatırımlardan biri olarak görülür ama
altın, gümüş, hisse senedi almak kadar basit değildir. Bir ev almak için yüklü para gerekir. Uygun kredi oranlarıyla sabit taksitli alınabilecek ev, enflasyonist ortamda yapılacak en iyi yatırımlardan biridir. Burada da evin değeri ölçütünde belli yüzdede peşinatınızın olması gerekir. Evin konumu, yaşı, gelişime açık bir semtte olup olmadığı da gelecekteki değerini belirler.

Birçok kişi tarafından pek bilinmeyen Eurobond, kira sertifikaları, endüstriyel emtia fonları, teknoloji fonları, para piyasası fonları da yatırım dünyasında olan ve sepete eklenebilecek yatırım çeşitleridir.

Yine de adettendir belirteyim: Yatırım tavsiyesi değildir.😃

24 Ocak 2023 Salı

Kışın Yapılan Ufak Şımarıklıklar

Kış mevsimi belki birçoğumuzun sevmediği bir mevsim ama kış mevsiminin de kendine has keyifli yönleri var. Özellikle çocukluk yıllarımızda yaşadığımız kışlar bir ayrı keyifliydi ama biz o yıllarda bunun farkında değildik. Hepimizin yaptığı ufak şımarıklıklar vardı. Sobanın üstünde pişirilen kestaneden yemek, portakal kabuğunu sobanın üzerine koymak, soba başında oturup salep içmek, halının üzerine bağdaş kurup akrabalarla tombala oynamak bunlardan benim hatırladıklarım. Evde tek bir televizyonun olduğu internetsiz kış akşamları... Dışarıda belki ayaz var, belki de lapa lapa kar yağıyor. Cuma akşamıysa neşelisin. Çünkü ertesi gün okul yok. Pazar akşamıysa hüzünlüsün. Çünkü yarın Pazartesi. Banyo yaptıktan sonra televizyonun karşısında Bizimkiler izlerken kendini buluyorsun. Her hafta sonu yaşanan bir rutin. Bugünün penceresinden bakıldığında ne kadar monoton görünse de bugünlerden daha keyifli, güzel günler olduğunu da bir gerçek. Çünkü daha sıcak ve kalabalık aile ortamı var. Kış mevsimleri de kış gibi hani. Soğuk hava iliklerine kadar işler. Eve gelir gelmez kuzineli sobanın başında kendini bulursun. Televizyonda da bir çizgi film bulmuşsun. Pijama, terlik, televizyon. Deme keyfine...

Son yıllarda kış mevsimleri her ne kadar daha ılık ve daha yalnız geçse de (özellikle 2023 kışı) evde yapılacak aktiviteler az değil. Eskisi gibi keyif alınır mı yoksa gelecekte bugünler de yad edilir mi bilinmez ama geçmişten kalan alışkanlıklar bir nebze sürdürülebilir diye düşünüyorum. Dijitalleşen yaşamlarımızda birlikte 1000 km uzaktaki bir arkadaşınızla, sanki aynı odadaymış gibi görüntülü sohbet edebilir, tavla oynayabilir ve hatta onu mars edebilirsiniz. Bendeniz geçen hafta İstanbul'da oturan bir dostumla internet üzerinden satranç oynadım ve onu zorlanmadan yendim. Bir taraftan da 90'lar pop radyosundan şarkılar dinledim. Ara sıra dinlerim. Bilhassa kış akşamlarında ilaç gibi gelir. Bu da benim ufak şımarıklığım sayılır. Bu ufak şımarıklıkların yıllar geçtikçe daha ufak parçalara ayrıldığını da hissetmiyor değilim. Hayat gailesinde stres debisi yükseldikçe kişisel keyifler daha az yaşanıyor ve bu keyifli anlar, çocukluk yıllarının aksine düşünceli geçiyor.  

Bir Kızla Gönül İlişkisi Kurma Metotları

Kız tavlamak günümüzde özellikle gençler arasında bir gurur kaynağı olarak görülür. İçlerindeki duygusal fırtınayı dindirmek isteyen erkekler, güzel buldukları bir kızla yakınlaşmak istediklerinden dolayı her daim tavlama teknikleri konusunda araştırmacı olmuşlardır. Bu konuda genç yaşlarda tecrübesiz olan erkekler, sosyal medyanın yaygın olmadığı zamanlarda özellikle mahallenin bıçkın ağabeylerinden tavsiyeler alırlar ve bu tavsiyeleri ivedilikle uygularlardı. Genellikle de başarılı oldukları görülürdü. Komşu kızlarıyla veya okuldaki kızlarla kaçamak bakışmalarla başlayan süreç, kısa zamanda kurulan iletişimle birlikte flört aşamasına gelirdi. Burada püf nokta erkeğin beğendiği kızın yanına gidip iletişim kurması, örneğin bir ''Merhaba'' demesiyle başlardı. Böylece bir adım atılmış olurdu ve devamı bir şekilde gelirdi. Tabi bu iletişim sizli bizli değil de erkeğin kızı ince esprileri ile etkilemesi suretiyle şekillenirdi.

Teknolojinin gelişmesi, sosyal medyanın hayatımızın bir parçası olmasıyla birlikte son yıllarda kız tavlamanın bir hayli zorlaştığını söyleyebilirim. Kız tavlamak artık eskisinden daha zor ama yine de beyhude bir çabaymış gibi de yaklaşmamak gerekir. Günümüzde bu konuda hırslı, içlerindeki duygusal fırtınaya ve hormonlara karşı koyamayan erkekler artık mahallenin bıçkın ağabeylerinden tavsiye almıyorlar. Zaten ortada bir mahalle de kalmadı. Peki ne yapıyorlar? Küresel çaptaki trendleri takip ediyorlar. Yurt dışındaki akranlarının bu konuda neler yaptıklarını inceliyorlar. Onları bir bakıma taklit ediyorlar. Kendilerine uygun bir tarz bulup dışarıya çıkıyorlar. Bu tarza biraz da alaturka bir sos ekliyorlar. Kahve zincirleri, üniversite kantinleri, alışveriş merkezleri müdavimleri olduğu belli başlı mekanlar. Gösterişli kıyafetler giyip etkileyici bakışlar ile beğendikleri kızları etkiliyorlar. Bütçeleri doğrultularında taktıkları bir kol saati, bileklik gibi aksesuarlar onları bir adım öne çıkarıyor. Kızların konuşmaya bayıldıkları konular konusunda (Astroloji, fal vb.) önceden hazırlık yapıp sanki o konunun gurusu gibi sohbete girmeleri de kız tavlama konusunda onları bir adım öne çıkarıyor.

Elbette bunlar tek başına yeterli değil. Sosyal medyada etkileyici bir profil olmalı, saygın bir izlenim sunulmalı. Karakteri birbirinden farklı kızlar olmakla birlikte bazı kızların aradıkları tip farklı olabilir. Sosyal medya yüzünden günümüz dünyasında neredeyse tekdüze hale getirilen ilişkiler, kız tavlama tekniklerini de yozlaştırdı maalesef. Bu işlerde o eski masumiyet kalmadı. Günümüzde karşı cinse gidip bir ''Merhaba'' bile diyesimiz gelmiyor.

Ha bu arada başlığı ''Kız tavlama teknikleri'' değil de bunu biraz daha nazikleştirip ''Bir kızla gönül ilişkisi kurma metotları'' desek herhalde günümüze hitap eden bir tarz olur. Ne dersiniz?

Simyagerler Sempozyumu

  Simyagerler Sempozyumu “Maddeyi Anlamak, Zamanı Dönüştürmektir” Saygıdeğer simyagerler, bilgelik yolcuları, kadim sırların çağrısına kulak...

Etiketler