Tostçuya vardık ve iki karışık sipariş ettik. Mazhar birkaç dakika sonra tostçuyla iyice ahbap olduğundan olsa gerek onun gücenmeyeceğini düşünerek uygar olmayan bir üslupla ''Lan oğlum nerede kaldı bizim tostlar?'' dedi. ''Çıkıyor kardeş'' cevabı gecikmedi. Mazhar bana döndü ve ''Ee Emir bizim hayatımız da tost yemekle geçiyor. Böylesi bir yaşantı için soğuk bir espri yapmanın vakti geldi.'' dedi. ''Dur yapma!'' dedim ama nafile. ''Başkaları dost hayatı yaşıyor, biz de tost hayatı yaşıyoruz. Hehehe!'' deyiverdi. Bu soğuk espriye karşı ona soğuk bir şekilde baktım ve gülmedim. Bu sırada tostlarımız geldi.
Mazhar birkaç büyük ısırıkla yine tostunu benden önce bitirdi. Ayranın son yudumu ile son lokmasını yine aynı ana denk getirdi. Üstüne geğirdi. Daha sonra hesabı ödeyip masadan kalktık ve durağan yaşantımızdaki bir başka noktaya hareket ettik. Bugünün diğer günlerden tek farkı 4 senede bir geliyor oluşuydu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder